Trafik Kazalarından Doğan Zararların Tazminine İlişkin Usul ve Esaslar

1. Trafik Kazası Nedeniyle Tazminat Nedir?

Bilindiği gibi ülkemizde, “sık” denebilecek ölçüde trafik kazası meydana gelmektedir. Bu kazaların sonucunda bedensel zararlar meydana geldiği gibi, maddi zararlar da gündeme gelmektedir. Bunların yanı sıra, meydana gelen kazanın etkisiyle manevi zararlar da oluşmaktadır. Ölüm, yaralanma, araçta meydana gelen hasarlar, oluşan psikolojik çöküntü süreci… Sayılarak bitirilmesi mümkün olmayan tüm bu hususlar; tazminat hukukunun ilgi alanına girmekte olup, meydana gelen kaza sebebiyle oluşan zararlar, ilgili hukuk mahkemesine başvurularak tazmin edilir.

Trafik kazası nedeniyle tazminata ilişkin ayrıntılı açıklamalarımıza geçmeden önce, trafik kazasının doktrinsel tanımına da değinmek yararlı olacaktır. Buna göre trafik kazası, kanunda da tanımlandığı üzere, “karayolu üzerinde hareket halinde olan bir veya birden fazla aracın karıştığı ölüm, yaralanma ve zararla sonuçlanmış olan olay ve olaylar dizisidir”. Prof. Dr. Fikret EREN’indoktrinde genel kabul gören tanımına göre ise kaza, geniş anlamda, zarara neden olan ani ve arzu edilmeyen sebepler bütününü ifade etmektedir.[1]

Tazminat davaları, meydana gelen zararların giderilmesine ve mutazarrırın gereği gibi tatmin edilmesine ilişkin olup, trafik kazası nedeniyle doğmuş maddi ve manevi her türlü zarar, ispat yükü zarar görende olmak kaydıyla tazmin edilmektedir.

2. Trafik Kazasına İlişkin Tazminat Davalarının Hukuki Dayanağı

Trafik kazaları sebebiyle meydana gelen bedensel, ayni ya da manevi zararların tazmininde genel olarak 6098 s. Türk Borçlar Kanunu ve 2918 s. Karayolları Trafik Kanunu  hükümleri ve konuya ilişkin yönetmelikler esas alınır. Bunun yanında, yargılamanın konusuna ilişkin olarak 6102 s. Türk Ticaret Kanunu hükümlerinin, özellikle sigorta şirketi veya hükmedilen tazminata uygulanacak ticari faizler bakımından ziyaret edilmesi gerekebilecektir. Aynı şekilde, özellikle sigorta şirketlerinin sorumlulukları bakımından uygulama alanı bulan “genel şartnamelerin” de bu hususta bir hukuki dayanak oluşturduğu söylenebilir.

3. Trafik Kazası Nedeniyle Tazminat Davasını Kimler Açabilir?

Bu soruya verilecek ilk yanıt, kaza nedeniyle zarara uğrayan her mutazarrırın dava açabileceğidir. Ancak bu oldukça genel bir yanıt olup, daha net bir yanıt bulabilmek için özellikle 6098 s. TBK’nin ilgili hükümlerine odaklanmak gerekmektedir. Buna göre; kanunun  şu maddelerinin alt alta okunmasında yarar vardır:

“Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”

“Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”

“Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir.”

Yukarıda verilen yasa hükümlerinden varılacak sonuçla, şöyle bir tasnif yapmak mümkündür:

  • Zarara uğrayan kişinin, uğradığı maddi ve manevi zararları doğrudan doğruya kendisinin talep etmesi mümkündür. Ancak, zarara uğrayan kişinin gördüğü bedensel zarar nedeniyle manevi olarak zarara uğramış yakınlarının, örneğin yatalak hale gelen mutazarrıra bakmak ve onunla ilgilenmek zorunda kalan eşinin ya da anne-babasının, TBK m. 56 uyarınca manevi tazminat talep edebilmeleri mümkündür.
  • Zarara uğrayan kişi (mutazarrır), bedensel olarak değil; ayni olarak bir zarara maruz kalmışsa, bu halde de uğradığı zararın tazminini talep edebilir. Fakat bu noktada, zarar gelen eşyanın mülkiyetinin kime ait olduğu sorusunun da önem taşıdığının ayrıca belirtilmesinde yarar vardır.
  • Zarara uğrayan kişi, uğradığı zarar sonucunda ölmüşse, bu halde zararın tazminini mutazarrırın yakınları talep eder. Mutazarrırın ya da ona ait bir eşyanın uğradığı maddi zararların tazmini talep edebileceği gibi, zarara görenin ölümü dolayısıyla geride kalanların yoksun kaldığı destek de tazminat davasına konu edilebilir.
  • Trafik kazası nedeniyle aracında bir hasar meydana gelen kişi de, karşı tarafın kusurunu ispat etmek suretiyle aracın zararının tazminini dava edebilir.
  • Trafik kazasının bir tarafı olmamakla birlikte, kaza nedeniyle zarar görmüş üçüncü kişiler de zararlarının giderilmesini isteyebilirler. Örneğin, mağazasının önünde meydana gelen trafik kazası nedeniyle mağazasının camları kırılan mutazarrırın, söz konusu zararının tazminini istemesi mümkün olup, bu halde açılacak tazminat davasının, kazanın taraflarına karşı birlikte yöneltilmesi gerekir. Bu tür bir olayda, trafik kazasının tarafları bakımından ihtiyari dava arkadaşlığı kurumu gündeme gelecek olup, davalılar arasında “müteselsil sorumluluk” ilişkisi de bulunacaktır. Ayrıca belirtelim ki, “zarar” kavramına maddi ve manevi zararlar birlikte girmektedir.

4. Trafik Kazası Sebebiyle Açılacak Tazminat Davası Kime Karşı Açılır?

Zarara uğrayan kişiler, uğradıkları zararın tazmini bakımından şu kişilere dava açabilirler:

  1. Zarara sebep olan aracın zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketine (ZMMS)
  2. Zarara sebep olan aracın işletenine (aracın maliki, uzun süreli kiracısı – en az üç günlük olmak üzere – ya da farazi işleten sıfatını haiz kimselere)
  3. Zarara sebep olan aracın sürücüsüne

Yukarıda sayılan kişilere karşı tek bir dava dilekçesi ile dava açılabileceği gibi, ayrı ayrı dava açılması da mümkündür. Bu kişiler arasında “ihtiyari dava arkadaşlığı” vardır. Keza, yukarıda sayılı kişilerden bazılarına dava açılırken bazılarına açılmaması dahi mümkün olup, bu konudaki seçim tamamıyla zarara uğrayan ve tazminat davası açma hakkı bulunan mutazarrıra aittir.

5. Trafik Kazası Sebebiyle Açılacak Tazminat Davası Açmadan Önce Arabuluculuğa Başvuru Yapmak Zorunlu Mudur?

Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nda yapılan 2016 tarihli değişiklikle birlikte, trafik kazalarından doğan maddi zararların tazmini bakımından açılacak tazminat davalarından önce arabuluculuğa başvuru imkanı getirilmiştir. Aşamalı olarak izah edilecek olursa;

  • Kaza nedeniyle zarar görenin, ZMMS’de öngörülen sınırlar içerisinde dava yoluna başvurmadan önce ilgili sigortacıya yazılı olarak başvuruda bulunması bir zorunluluktur.
  • Sigortacı, başvurudan itibaren 15 gün içerisinde başvuruyu cevaplamalıdır. Cevaplamazsa ya da olumsuz cevaplarsa, zarar görenin tazminat davası açması mümkün olduğu gibi, Sigorta Tahkim Komisyonuna da başvurması mümkündür.
  • Sigortacı, tahkim komisyonuna başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde tazminat tutarında anlaşma sağlayamaması durumunda arabuluculuğa başvurabilir. Sigortacının başvurması mümkün olduğu gibi, zarar görenin başvurması da pekala mümkündür.

Ayrıca belirtelim ki, sigortacıya karşı dava açılması durumunda dahi arabulucuya başvurmak mümkündür.

6. Sigorta Şirketine Başvurmak Zorunlu Mudur? Aracın Trafik Sigortası Yoksa Nasıl Bir Yol İzlenmelidir?

Kural olarak, 6098 s. TBK kapsamında zararın tazmini için zarar veren kusurluya karşı yargı yolunu işletmek gerekir. Trafik kazaları nedeniyle sigorta şirketine, araç işletenine ya da sürücüsüne dava açılması mümkündür.

Kural olarak zorunlu trafik sigortası (ZMMS), araç işleteninin tabi olduğu sorumluluğa tabidir. Yani sigortacı, işletenin rizikolarını üstlenmiştir. Bu bakımdan, asli sorumlunun işleten olduğu göz önüne alınırsa, meydana gelen trafik kazası nedeniyle açılacak tazminat davalarının yalnızca işleten aleyhine de açılabileceği, sigorta şirketine dava açılmamasının mümkün olduğu söylenmelidir. Bunun yanında, genellikle sigorta şirketine dava açılması yoluna gidildiği görülmektedir. Bunun sebebi, sigorta şirketinden daha kolay tahsilat yapılabilmesi imkanıdır. Ancak bu halde, sigorta şirketi aleyhine dava açmadan önce şirkete yazılı başvurunun yapılması gerekmektedir. Bu bir zorunluluk olup, buna uymadan açılacak tazminat davalarının reddedileceğinin altının çizilmesi gerekir.

Bir an için aracın zorunlu trafik sigortasının bulunmadığını varsayarsak, bu halde doğrudan doğruya araç işleteni aleyhine tazminat yolunun işletilmesi gerekmektedir, denilebilir. Keza, işleten ile sürücünün farklı kişiler olması durumunda sürücü aleyhine de bu yola başvurulması pekala mümkündür.

7. Trafik Kazası Nedeniyle Açılacak Tazminat Davalarında Görevli ve Yetkili Mahkemeler

Trafik kazaları nedeniyle açılacak tazminat davaları kural olarak asliye hukuk mahkemelerinde görülür. Göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olup, davanın görevsiz mahkemede açılması davanın HMK m. 114 bağlamında usulden reddi sonucunu doğuracaktır.

Yetkili mahkeme ise, şunlardan biri olabilir.

  • Davalının yerleşim yeri mahkemesi (şirket olması durumunda muamele merkezi)
  • Zararın oluştuğu yer mahkemesi
  • Kazanın meydana geldiği yer mahkemesi
  • Zarar gören kişinin yerleşim yeri mahkemesi

Yukarıdaki kurallar özel yetki kuralları olup, davalının ilk itiraz yolu ile ileri sürmediği itirazlar, yetkisiz dahi olsa mahkemeyi yetkili hale getirir.

8. Trafik Kazası Sebebiyle Dava Açma Süresi ve Zamanaşımı

Önemle belirtelim ki, trafik kazası sebebiyle meydana gelen zararlar, hukuki nitelikleri itibariyle bir “haksız fiil” teşkil etmektedir. Bu nedenle, 6098 s. TBK hükümlerinin esas alınması gerekmektedir.

6098 s. TBK m. 72 uyarınca, haksız fiil nedeniyle meydana gelen zararların tazmini için, ZARARIN VE TAZMİNAT YÜKÜMLÜSÜNÜN öğrenildiği tarihten itibaren iki yıl içerisinde dava açılması gerekmektedir.

Tazminat davasına  ya da arabuluculuğa başvuruya ilişkin fiil, aynı zamanda ceza kanunlarında öngörülen bir cezai yaptırıma da tabi tutulabilir nitelikte ise, bu halde ayrıca bir ceza zamanaşımının öngörülüp öngörülmediğine de bakılmalıdır. Şu kadar ki, eğer fiil aynı zamanda bir ceza zamanaşımına da konu oluşturuyorsa, esas alınması gereken zamanaşımı süresi ceza zamanaşımı süresidir. Örneğin, trafik kazalarına ilişkin eylemlerin kasten yaralama, taksirle öldürme ya da taksirle yaralama suçlarına konu oluşturabileceğini düşünecek olursak, 5237 s. TCK’nin ilgili hükümleri doğrultusunda bahse konu suçlar için öngörülen dava zamanaşımının TCK 66’da yazılı süreler olduğunun gözden kaçırılmaması gerekir. (8 yıl, 15 yıl, 20 yıl…)

9. Maddi Tazminat Davasında İstenebilecek Zararlar

A. Ölüm Gerçekleşmişse

6098 s. TBK’nin 53’üncü maddesi uyarınca, trafik kazasının sonucunda mutazarrının ölümü söz konusu olmuşsa, yakınları şu kalemlerin tazmin edilmesini isteyebilirler:

  1. Cenaze giderleri
  2. Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar
  3. Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar

Ancak şu hususun önemle altının çizilmesi gerekmektedir ki, bu kalemler tahdidi olarak sayılmamış olup, ölüm nedeniyle meydana gelen zararların birçok varyasyonu söz konusu olabilir. Tazminat hukukunun konusu, “meydana gelen maddi ve manevi her zararın ispat edilebildiği ölçüde giderilmesi” olduğundan, yukarıda sayılan zarar türlerinin dışında meydana gelen zararların da zarar görenin ispat etmiş olması kaydıyla talep edilebilmesi pekala mümkündür.

Ayrıca belirtelim ki, bahse konu zararlar ancak ölüm halinde talep edilebilir olduğundan, mutazarrır ne kadar acı çekmiş ya da bedensel anlamda ne denli büyük bir zarara uğramış olursa olsun, ölmediği takdirde yakınları destekten yoksun kalma tazminatı isteyemeyecektir. Bu hususun uygulamada sıklıkla atlandığını ve karışıklıklara sebep olduğunu ayrıca belirtelim.

B. Ölüm Gerçekleşmemişse (Bedensel ve Ayni Zararlar)

Yukarıda da sözünü ettiğimiz üzere, tazminat hukukunun konusu meydana gelen her türlü zararın giderilmesidir. Bu nedenle, meydana gelen trafik kazası nedeniyle uğranan zarar ölümle sonuçlanmamış olsa dahi, bu sebeple oluşan zararların tazmini gerekir. 6098 s. TBK’nin 54’üncü maddesi bahse konu zararları (bedensel zararlar bağlamında) düzenlemektedir:

  1. Tedavi giderleri.
  2. Kazanç kaybı.
  3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
  4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar

Talep edilebilecek zararlar yukarıda sayılanlardan ibaret olmayıp, kanunkoyucunun bahse konu sayması bir “örnekleme”dir.

Yukarıda sayılan zarar kalemlerinin yanı sıra, kaza nedeniyle uğranan EŞYASAL ZARARLARIN TAZMİNİ de mümkün olup, zararı ispat yükü zarara uğrayana aittir. Fakat, eşyalara gelen zararların tazmini TBK m. 49 uyarınca gerçekleştirilir.

Hakim, kanunda belirtilen indirim sebeplerine ve durumun somut özelliğine bakarak tazminattan  indirim yapılmasına karar verebilir. Bu hususta ne şekilde bir yol izleyeceği ve hangi esaslara bağlı olarak takdiri indirim uygulayacağı, başta kendi takdirine bırakılmış olup; içtihatlarla bu hususa ilişkin uygulama birliği sağlanmaya çalışılmaktadır.

10. Manevi Tazminat Talep Edilmesi

Manevi tazminat, kişilerin “kişi” olmalarından ileri gelen haklarının ziyaa uğraması durumunda talep edebilecekleri tazminat olup, kural olarak bir miktar paranın ödenmesi şeklinde eda edilir. Fakat hakim, talebe ve somut olayın kendine özgü şartlarına göre farklı bir giderim şekli de kararlaştırabilir.

Manevi tazminat bir “iç alem” hesabı olup, sübjektif özellikler göstermektedir. Bu nedenle bu hususta “basmakalıp” tespitler yapılması mümkün olmayıp, her oalyın meydana getireceği manevi acı kişiden kişiye değişiklik arz edebilmektedir. Bu nedenle, manevi tazminat miktarı taraflarca serbest olarak tayin edilip mahkemeden talep edilir; mahkemenin bu istemi ne oranla kabul edeceği ise hakimin takdir yetkisi ile çözüme kavuşturulur. Hakim, takdir yetkisini kullanırken şu hususları göz önüne alır:

  • Olayın meydana geliş şekli
  • Kusur oranları
  • Tarafların sosyal geçmişi
  • Tarafların ekonomik durumları
  • Müzayaka durumunun oluşup oluşmayacağı
  • Zararda üçüncü bir kimsenin payının bulunup bulunmadığı
  • Mutazarrırın tedbirsizliğinin bulunup bulunmadığı

Bu unsurlar, meydana gelen kazanın somut ve kendine has oluşum şekline göre çoğaltılabilir.

11. Trafik Kazası Nedeniyle Ceza Yargılaması

Trafik kazaları, 5237 s. TCK kapsamında bir “suç” teşkil ediyorsa, yetkili Cumhuriyet Başsavcılığının başlatacağı soruşturma kapsamında yeterli şüpheye ulaşılması durumunda kamu davasına evrilebilir.

Soruşturmaya konu olabilecek suçlar, olayın niteliğine ve oluş şekline göre değişebilmekle birlikte şu suçlar olabilir:

  • Taksirle öldürme
  • Taksirle yaralama (uzlaştırmaya tabi)
  • Kasten yaralama (uzlaştırmaya tabi)
  • Trafik güvenliğinin kasten tehlikeye sokulması (seri muhakeme usulüne tabi)
  • Trafik güvenliğinin taksirle tehlikeye sokulması

12. Trafik Kazası Tutanağı

Bu tutanak, trafik kazasının meydana geldiği yere gelen kolluk kuvvetleri tarafından, kazanın hemen ardından tutulur. Görgü tanıklarının ve olay yerindeki belirtilerin ışığında hazırlanır.

Birçok defasında, tazminat yargılamasına ilişkin kusur saptaması  bakımından etkili bir delil olarak kullanılabildiğine tanık olunmaktadır. Zira, meydana gelen kazanın hemen ardından tutulmuş olması, bu tutanağın maddi gerçeğin ortaya konması bakımından yol gösterici olmasını sağlamaktadır.,

Ancak yine de trafik bilirkişisinden rapor alınması cihetine başvurulmaktadır. Tutanak yol gösterici bir niteliği haiz olsa da, yalnız buna dayanılarak hüküm tesis edilmemesi gerektiği söylenebilir. Zira, adil yargılanma hakkı ve hukuk devleti ilkesi, güvenilir olmayan delillere dayanılarak hüküm tesis edilmemesini gerekli kılmaktadır.

13. Trafik Kazalarında Tazminat Hesaplaması ve Miktarı

Belirtelim ki, zarara uğrayan, zarara uğradığını gösterir tüm belge ve bilgilerle birlikte mahkemeye başvurmakla mükelleftir. Bunun sebebi, 6098 s. TBK m. 49 vd. uyarınca tazminat davalarında zararın, zarar gören tarafından ispat edilmesinin kurallaştırılmış olmasıdır.

Ölümle sonuçlanan kazalarda, kişinin PMF tablosuna göre ORTALAMA YAŞAM SÜRESİ belirlenir. Bu hesaba göre bir maddi zarar tespit olunur ve buna göre tazminata hükmedilir.

Bedensel zararlarda ise, mutazarrırın mahkemeye sunduğu belgelerden anlaşıldığı kadarıyla bir zarar hesabı yapılır.

Hesaplamalar bilirkişi marifetiyle yapılmakta olup, ispat külfetinin ne ölçüde yerine getirildiğine göre değişik miktarlarda maddi zarar saptaması yapılabilmektedir.

14. Trafik Kazalarından Doğan Tazminat Yargılamalarında Uzman Bir Avukat

Önemle belirtelim ki, tazminat hukuku son derece komplike bir hukuk dalı olup, bu hususta mutlaka bir avukat eşliğinde hareket edilmesi gerekmektedir. Zira, yargılamanın nasıl ve ne şekilde gerçekleştirileceği, hangi zarar kalemlerinin tazmin edilmesi gerektiği ve ispat hukukuna ilişkin sorunlar, ancak alanında uzman bir hukukçunun yardımıyla aşılabilecek türdendir.

Bu sebeplerle, zarara ilişkin taleplerde avukat desteğinin alınması büyük önem arz etmekte olup, aksi şekilde hareket edilmesi ciddi hak kayıpları yaşanmasına yol açabilir.

 

[1]EREN, Fikret, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Yetkin Yayınları,22.Baskı, Ankara, sf. 699 vd.